Teeth whitening İstanbul ilinde en sık başvurulan uygulamalardan biri olup dişlerin daha güzel bir görünüme kavuşturulabilmesi için beyazlatılmasını içerir. Diş beyazlatma dişlerin tamamen parlak bir beyaz yapmaz ancak mevcut renginin 3-5 ton açılmasını sağlar.
Ofis tipi ve ev tipi gibi iki farklı yöntemi bulunan diş beyazlatma en etkili sonuçların alınabilmesi için diş hekimleri tarafından uygulanması gereken bir yöntemdir. Bunun dışında eczanelerde ya da marketlerde satılan diş beyazlatma kitleri de kullanılabilir. Ancak bu yöntemin hem etkisi daha azdır hem de birtakım riskler taşımaları olasıdır.
Düzenli olarak fırçalamak ve diş ipi kullanmak dişlerin parlak, beyaz ve sağlıklı tutulması için uygulanması gereken günlük işlemlerdir. Ancak yine de dişlerde renklenmeler oluşması olasıdır. Zaman içerisinde dişlerde oluşan renklenmelerin birkaç nedeni vardır. Dişin mine tabakasına yapışan ve kromojen adı verilen yoğun renk pigmentlerinin yer aldığı çay, kahve, kırmızı şarap gibi içecekler ve çeşitli yiyecekler dişlerde renklenmeye neden olabilir. Tütün içerisinde bulunan katran ve nikotin de dişlerde renklenmeler oluşmasına yol açabilir. Dişlerin sert, beyaz dış kabuğunun yani diş minesinin altında dentin olarak adlandırılan yumuşak bir kısım bulunur. Zaman içerisinde diş fırçalanmasına bağlı olarak mine tabası incelir ve sarımsı dentinin daha fazla görünmesine neden olur. Kimi zaman bazı antihistaminiklerin, antipsikotiklerin ve hipertansiyon ilaçlarının kullanılması dişlerde renk değişikliklerine yol açabilir. Dişlerinin oluştuğu dönemlerde tetrasiklin ve doksisiklin gibi antibiyotiklere maruz kalan çocukların, yetişkin dişlerinde renk değişiklikleri olabilir. Ayrıca kemoterapi de dişlerde renk koyulaşması yapabilir.
Diş Beyazlatma Yöntemi Nasıl Etki Eder?
Diş beyazlatma İstanbul ve tüm metropollerimizde diş hekimlerinin en sık uyguladığı işlemlerdendir. Diş beyazlatma aslında basit bir prosedürdür. Diş beyazlatma işlemlerinde kullanılan beyazlatma ürünleri karbamid peroksit ya da hidrojen peroksit içerir. Bu beyazlatıcı maddeler dişlerde bulunan lekeleri daha küçük parçalara böler ve rengin daha az konsantre hale gelmesini sağlar. Böylece dişler daha parlak gelir.
Diş beyazlatıcı ürünlerin kullanılması bazı kişilerde geçici diş hassasiyetine neden olabilir. Bu durum beyazlatıcı maddedeki peroksitin mineden geçerek yumuşak dentin tabakasına geçmesi ve diş sinirini tahriş ettiği durumlarda ortaya çıkar.
Diş beyazlatma uygulamasından sonraki takip eden bir haftalık süreçte hastaların maksimum düzeyde özen göstermeleri çok önemlidir. Bu süre içerisinde dişlerde renklenmeye neden olabilecek yiyecekler ve içecekler tüketilmemelidir. Her yemekten sonra ağız suyla iyice çalkalanmalı ve mümkünse dişler fırçalanmalıdır. Diş beyazlatma işlemi sonucunda ulaşılan beyazlığın korunabilmesinde ağız ve diş bakımının eksiksiz yerine getirilmesi çok büyük öneme sahiptir.
Daha Güzel Dişlere Sahip Olabilirsiniz
Güzel bir gülüş pek çok etkene bağlı olarak oluşsa da bunlar arasında belki de en önemli rolü güzel ve sağlıklı dişlere aittir. Ön dişlerde meydana gelen çürüklerin ve aşırı renklenmelerin yanı sıra dişlerin formlarındaki bozukluklar da güzel bir gülümsemeye sahip olmanın önüne oldukça ciddi engeller olarak çıkarlar. Bu sorunların çözümlenmesi için uygulanan porselen kaplamalar eskiden sağlıklı dişlerin kesilerek küçültülmesini gerektirmekte olup bu nedenle bazı sorunlarla karşılaşılabiliyordu. Günümüzde kullanılan gelişmiş lamine teknikleri sayesinde dişte çok az madde kaybı gerektiren ya da hiç madde kaybı gerektirmeyen porselen yapraklar kolayca uygulanmakta olup göz alıcı dişlere ve gülümsemelere erişmek artık çok daha kolaydır.
Prepless lamina dişlerin mine kalınlığını yalnızca 0.2 mikron artırması sayesinde doğal ve güzel bir rengin yanı sıra ışık geçirgenliği de sağlar. Prepless (aşındırmasız) lamina; diş formunun küçük olduğu ya da dişlerin arasında diastema olarak isimlendirilen boşlukların bulunduğu durumlarda uygulanabilir. Beyazlatma tedavilerinin uygulanması sonucunda giderilmesi söz konusu olmayan aşırı diş renklenmelerinin ve diş formlarının normalden farklı olduğu durumlarda da prepless (aşındırmasız) lamina uygulamasına başvurulabilir. Ayrıca mine yüzeyinin aşırı pürüzlü bir yapıya sahip olduğu ya da mine düzeyinde çürüklerin bulunduğu durumlarda ve gülüş tasarımı çalışmalarının bir parçası olarak dişlere daha güzel bir görünüm kazandırılması için de prepless (aşındırmasız) lamina uygulaması tercih edilebilir.
Diş ve çene gelişimini tamamlamış olan kişilere prepless (aşındırmasız) lamina uygulanabilmekle birlikte henüz gelişimi tamamlanmamış hastalarda ise gelişimin tamamlanmasının beklenmesi gerekir. Diş sıkma ve gıcırdatma alışkanlığı olan hastalarda lamina uygulamaları tercih edilmeyebilir. Lamina yüksek dayanıklılıkta porselenden elde ediliyor olsa da aşırı kuvvet uygulandığı durumlarda zarar görebilirler. Bu nedenle bu tür alışkanlıkları olan hastalara diğer estetik kaplama yöntemlerinin uygulanması daha doğru bir karar olarak kabul edilebilir.
Gelişen teknikler sayesinde kolay bir şekilde uygulanan ve pek çok hasta tarafından dişlere herhangi bir zarar vermediği için tercih edilen prepless lamina giderek daha çok kullanılan yöntemler arasında yer alır. Ancak prepless (aşındırmasız) lamina yönteminin uygulanması için hastanın diş yapısının uygun olması aranan temel koşuldur. Genellikle aralıklı diş yapısına sahip olan hastalarda bu yöntem ile çok daha iyi sonuçlar alınması söz konusu olabilir.