Sizler için hazırladığımız bu rehberi okuduktan sonra hemen Londra uçak bileti alıp bu güzel şehri ziyaret etmek isteyeceksiniz.
Londra dünyanın en iyi manzaralarına ve gezilecek yerlerinden bazılarına haiz, değişken ve coşku verici bir kent. London Eye’a çıkıp Londra’yı yukarıdan görebilirsiniz, Madame Tussauds’da ünlülerle tanışabilirsiniz, British Museum’da dünya evveliyatına yolculuğa çıkabilirsiniz yada Tabiat Zamanı Müzesi’nde dinozorlarla karşı karşıya gelebilirsiniz.
Dünyanın ilk metrosu 1863’te açıldığı Londra’yı toplu taşıma ile dolaşmak kolay. 72 milyarderiyle dünyadaki en oldukça milyarderin yaşamış olduğu şehirde halkın %90’ı toplu taşıma kullanıyor. 150 senelik tarihiyle dünya üstündeki en eski yer altı ulaşımına Londralılar Tube diyor. 2003 yılından bu yana hafta içi akşam saatlerine kadar kent merkezine vasıta giriş ücretli. Tube, otobüs yada yürüyerek dolaşmak en güzeli.
Londra gezilecek bölgeler
Öteki köklü Avrupa şehirlerinin aksine, Londra’nın The City Of London ile parlamento binası ve Buckingham Sarayı’nın olduğu The City Of Westminister adlı iki tane zamanı kent merkezi var. Londra Seyahat Rehberi blog yazımda daha detaylı Londra hakkında bilgiler yer ediniyor.
Dünyanın en kalabalık hava trafiğinin akmış olduğu Londra’da gezilecek pek yer var; Parlemento Binası, BIG BEN Saat Kulesi, Westminister Köprüsü ve Manastırı, Trafalgar Meydanı, Amiral Nelson Anıtı, Hyde Park, Buckingham Sarayı, Thames Meydanı, Tate Çağdaş ve National Gallery ve dahası… Londra’nın gezilecek yerlerinden coşku duymamanız oldukça zor. Sadece ne yazık ki vakti kısıtlı olanlar için hangi yerlerin ne vakit ve ne sırayla görülmesi gerektiği mevzusunda kafaları karıştırabiliyor.
1. Buckingham Sarayı
Pek oldukça şahıs Buckhingham Sarayı’na askerlerin vazife devir teslim töreni
için gidiyor. Hareketsiz duran askerlerin göze çarpan kırmızı üniformaları
içinde devasa tüylü şapkalarıyla “hazır ol”da beklemelerini seyretmek hakikaten
değişik bir tecrübe. Günde yalnızca bir sefer meydana getirilen bu değişimi
kaçırmamak için, otelinizden ya da tur rehberinizden tam olarak saat kaçta
değişiklik olacağının bilgisini alıp o saatte gitmenizde yarar var. Çoğu zaman
oldukça kalabalık bulunduğunu aklınızda bulundurarak bir süre ilkin orada
bulunmanız gerekebilir. Olur da göremezseniz de gene de yalnızca askerleri
görmek ve fotoğraflarını çekmek de güzel bir tecrübe olacak.
Buckingham Sarayı’nın en güzel yanı ise artık halka açık olması. Derhal yanında bulunan bölgeden biletlerinizi alıp hem bahçesini hem de içini gezmeniz mümkün. Doğal ki tüm odaları halka açık değil sadece büyük bir bölümünü görebiliyorsunuz. Bazı odalar muhteşem güzel. Ziyaret etmeden ilkin ne olursa olsun rehberinizle konuşup açık olup olmadığını öğrenin şundan dolayı kimi zaman kraliyet seremonileri için kapatılmış olduğu da oluyor.
Kraliçe Buckingham Sarayı’nda olduğunda Kraliyet Bayrağının, olmadığı zamanlarda ise İngiltere Bayrağının göndere çekildiğini biliyor muydunuz?
2. The London Eye
London Eye, 2000 senesinde halka açıldığından bu yana turistlerin nerdeyse bir
numaralı gözdesi oldu. Dünyanın en büyük dönme dolaplarından London Eye’ın,
öteki dönme dolaplardan farkı dev pleksiglas kutular içinde onlarca insanla
birlikte bulunuyor oluşunuz. Yerden 135 m yüksekliğiyle Avrupa’nın en büyük
dönme dolabı olma özelliğine haiz. Thames Nehri kenarında, tüm şehri hiçbir
engel olmadan kusursuz bir halde görmenizi sağlıyor. Big Ben, Westminster Abbey,
Buckingham Sarayı, St. Paul Katedrali ve daha birçoğu gözlerinizin önünde.
Bir tur ortalama 30 dakika sürüyor. London Eye deneyimi, Londra hakkında genel bir informasyon edinmek ve şehrin büyüklüğü mevzusunda düşünce sahibi olmak adına ilk gün için güzel bir başlangıç. London Eye’a gitmeyi düşünüyorsanız değişken olan Londra’nın havasının açık olduğu bir günü tercih edin. Akıllı telefonunuzda yada weather.com sitesinden hava durumunu deneyin. Günün derhal her saati kalabalık bulunduğunu ve uzun sıralar beklemeniz icap ettiğini göz önünde bulundurup sabah erken saatlerde gitmeye çalışın.
3. Londra Kulesi / Londra Köprüsü
Londra Kulesi’nin zamanı 1078’de Normandiya Dükü William’ın İngiltere’yi işgali
ve sonrasında Londra Fatihi William olarak anılmasına kadar dayanıyor. O
dönemden bugünlere dek genişleyen komplekste seneler boyu oldukça kanlı vakalar
yaşanmış. Kule 8. Henry’nin birçok eşinin kafasını kestirdiği yer olarak da
biliniyor.
Kule ek olarak oldukça uzun süredir süregelen bir inanca/geleneğe de haiz. Efsaneye nazaran eğer siyah kuzgunlar kuleyi terk edince İngiltere Krallığının yok olacağına inanılıyor. Günümüzde ne yazık ki bu durumu engellemek için kuzgunların kanatları kırpılıp uçmaları engelleniyor, sadece gene de bu dev kuşları görmek garip bir tecrübe.
Kompleksin en ilgi çeken kısmı Kraliyet Mücevherleri. Waterloo Barakası binasında bulunan koleksiyon hakikaten de görülmeye kıymet. Bazıları o denli büyük ki bir insan bunu iyi mi takabilir diye düşünmeden edemiyorsunuz.
Kule muhafızları ise oldukça keyifli ve görülmeye kıymet. Buradan bir tur satın aldığınızda kulede görevli bu hususi muhafızlardan biri size rehberlik yapıyor. Bu turlarda Londra Kulesi’ni görüyorve zamanı hakkında informasyon sahibi oluyorsunuz. Derhal kulenin haricinde ise meşhur Londra Köprüsü yer ediniyor. Londra Kulesinin resmi adının Majestelerinin Kraliyet Sarayı ve Kalesi bulunduğunu biliyor muydunuz?
4. Westminster Abbey
Westminster Abbey adlı bu dev gotik kilise parlamento binasının derhal
karşısında bulunuyor. Güzel bir yapı olan kilisenin bulunmuş olduğu bölge
birçok mühim vakaya tanıklık etmiş. Burası geleneksel taç giyme ve İngiliz
kraliyetine mensup kişilerin gömüldüğü yer. Kral Harold ve William ile 1066’da
süregelen taç giyme törenleri birkaç kural dışı haricinde burada yapılmış.
Aralarında 3. Henry, 1. Elizabeth, 2. Richard şeklinde kral ve kraliçelerin, Chaucer, Wordsworh, Milton, T.S Elliot, Keats, Sherley vb. şeklinde ozan ve yazarların yanı sıra Darwin ve Newton şeklinde bilim adamlarının da gömüldüğü yer burası. Prenses Diana’nın 1997’de ölümünden sonrasında cenazesinin yapıldığı yer gene burasıydı. Bunca meşhur hususi durumunun yanında oldukça güzel bir yapı olan kiliseyi gezip görmek oldukça keyifli. Westminster Abbey Londra gezilecek bölgeler sıralamasında ne olursa olsun yer almalı.
5. British Museum
Bir zamanlar İngiltere için “Güneşin asla batmadığı ülke” deniyordu. O zamanlar
İngiltere’nin ne kadar büyük bulunduğunu tahmin edebilirsiniz. Okyanusya da
adını dahi duymadığımız adalardan Asya, Avrupa ve ABD kıtasında kadar uzanan
bir imparatorluk kurmuşlardı. Global genişleme süresince İngiltere milyonlarca
antik eşyayı bir zamanlar yargı sürdüğü yerlerden toplayıp buraya getirdi.
British Museum‘da müzede sergilenen eserler kelimelerle anlatılamayacak kadar esrarengiz bir güzelliğe haiz. Mesela Rosetta Stone’u burada görmek mümkün. Yüzyıllar süresince çözülemeyen bir sır olarak kalan hiyeroglif, Napolyon’un 1798’de Mısır Seferi esnasında bulunan bu taşın yardımıyla çözülmüştü. British Museum’da görülecek şeylerin sıralaması o denli uzun ki anlatmakla bitmez, o nedenle ne olursa olsun Londra gezisi programınızda yer bulsun.
Haydi sizde hemen Londra uçak bileti alıp bu güzel şehri ziyaret edin.