Dünya’da yaklaşık 382 milyon insan, diyabet hastalığıyla mücadele ediyor. Her iki diyabetli yetişkinden 1’i isekendisinin diyabet hastası olduğunu bilmemekte. İnsülin tedavisi, çeşitli ilaçlar derken şeker hastaları tedavi için onlarca ilaç kullanmakta. Fakat Tip 2 Diyabet hastalığının tedavisi, metabolik cerrahi ile yapılan şeker ameliyatlarıyla mümkün olabilmekte. Yüzde 95’lere varan başarı oranlarına ulaşan şeker ameliyatlarını, Doç. Dr. Hasan Erdem ile konuştuk.
İnsülinin Pankreas bezinden salgılanan bir hormon olduğunu belirten Doç. Dr. Erdem, Tip 1 ve Tip 2 olarak ikiye ayrılan diyabet hastalığını şöyle tanımladı:
“Vücuttaki dokuların kandaki şekeri enerji olarak kullanabilmesi için insüline ihtiyacı vardır. Eğer Pankreas bezi herhangibir sebeple insülin salgılayamıyorsa Tip1 Diyabet hastası, kısmen salgılayabiliyor fakat bu insülin vücudun ihtiyacından az ise Tip 2 diyabet hastalığından sözedilir.”
Tip 2 Diyabetin
Tedavisi Metabolik Cerrahi (Şeker Ameliyatı) ile Sağlanabilir
Tip 1 diyabet hastalığının tedavisinin genellikle ömür boyu insülin kullanımı veya pankreas adacık hücre nakliyle mümkün olduğu bilgisini veren Doç. Dr. Erdem, Tip 2 diyabet hastalığının tedavisinin ise metabolik cerrahi ile yapılan şeker ameliyatlarıyla sağlanabileceğini ifade ederek şöyle konuştu:
“Tip 2 diyabet tedavisi, Tip 1 diyabetin tersine metabolik cerrahi yollarıyla sağlanabilir. Halk dilinde ‘şeker ameliyatı’ olarak bilinen bu ameliyatlar, metabolik cerrahi prosedürleri sınıfına girer.
Şeker hastalığının en büyük çevresel faktörlerinden birininrafineri endüstriyel gıdalar olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Erdem şöyle devam etti:
“Evde hazırladığımız yemeklerden koptuk ve dışarıdan “fastfood” tarzı gıdalar tüketmeye başladık.Bu ürünler endüstriyel katkı maddeleri içermekteler ve belli işlemlerden geçerek bizlere ulaşırlar, bu maddelerin sürekli bedenimize girmesi belli zaman içinde diyabet hastalığını beraberinde getirecektir, endüstriyel ve katkı maddeli gıdalardan kesinlikle uzak durmak gerekiyor.”
Kimlerin bu ameliyatı olabileceğiyle alakalı bilgiler veren Doç. Dr. Erdem, şu açıklamayı yaptı:
“Bu ameliyatlar sadece şekerini kontrol edemeyen hastalara önerilmektedir. Eğer hasta yaşam stilini değiştirmiş, diyetini ve egzersizini düzenli yapıyorsa ve ilaçlar ile diyabetini kontrol altında tutuyorsa bu hastalara ameliyat önerilmez.
Eğer hasta hem obezite hem de şeker hastalığına sahipse,Obezite olmasa da yüksek kilolu olduğu için şeker hastalığının kontrolünde güçlük yaşıyorsa,Şeker hastalığına ait ayaklarda ve bacaklarda kangren, görme kaybı, böbrek ve kalp yetmezliği gibi komplikasyonları daha ortaya çıkmamış aşamada olan hastalar metabolik cerrahiyle birlikte uygulanan şeker ameliyatları için adaydırlar.
Tip 2 diyabet hastalarının geçirdikleri şeker ameliyatı sonrasında kendi vücutlarının insülin üretmeye başladığına dikkat çeken Doç. Dr. Erdem, bazı kişilerin Tip 2 diyabet hastası olsa bile ameliyat olamayacağını söyleyerek şöyle devam etti:
“Tip 2 diyabet hastası olsa bile ameliyat önerilmeyen hastalar da vardır. Bunun için ilk olarak laboratuvar ortamında birkaç test yaparak uygunluğunu test edilmesi gerekir. Metabolizmaya çok farklı bir şey yapılmaması nedeniyle şu anakadar bir yan etkisine görülmemiştir.
Ameliyatların başarı oranı ise %85 ila %96 arasında değişmektedir. Hasta bu oranı yakaladığı taktirde artık kendi vücudu insülin üretmeye başlar ve haplardan kurtulabilir.”
Tip 2 Diyabet Ameliyatının nasıl yapıldığı hakkında da bilgiler veren Doç. Dr. Erdem, bu ameliyatların“kapalı” yani laparoskopik yöntemle yapıldığınıifade ederek şu açıklamayı yaptı:
“Halk arasında bu ameliyatlarla ilgili yanlış olarak, ‘Pankreasta yer değişikliği’ denilir ama tam tersine bu ameliyatlarda pankreasa hiç dokunulmaz. Tip 2 Diyabet ameliyatında ince bağırsağın sonuna yiyeceklerin daha hızlı ulaşmasını sağlayan bir mekanizma yerleştirilir.
Böylece yemeklerin artık ince bağırsağın sonuna daha kolay ulaşması sağlanır ve ince bağırsak geri çekilir. Bununla birlikte ince bağırsağın sonundaki GLP hormonları aktive olur. Yemek yememizi kontrol eden bu hormonun aktive edilmesi ile hastaya doygunluk hissi kazandırılır. Buradaki amaç GLP 1 hormonunu aktive etmektir.”
Tip 2
Diyabet Ameliyatının Riski Var mı?
Şeker ameliyatlarının risklerinin olup olmadığı konusuna da değinen Doç. Dr. Erdem, Metabolik cerrahi ameliyatlarının sindirim sistemine yapılan diğer cerrahi operasyonlardan farklı riske sahip olmadığını belirterek,
“Erken dönemde kanamalar, enfeksiyonlar olabilir. Ancak bu ameliyatlar kapalı yöntemle yapıldığı için söz konusu bu risklerin gerçekleşme olasılığı %1’dir. Dolayısıyla hastaların korkacağı büyük bir risk yoktur.”
Şeker ameliyatları hakkında bilgiler vermeye devam eden Doç. Dr. Erdem, şeker ameliyatları sonrası beslenmeyle alakalı olarak şu bilgileri verdi:
“Hastalarımız, metabolik cerrahi (şeker hastalığı ameliyatı) sonrası birkaç aylık dönemde bizim verdiğimiz diyet programlarına uymak zorundadırlar. Çünkü midede ve bağırsakta Stapler dediğimiz cihazlarla ek yapıldığı için onların sağlamlığından emin olunması gerekir.
Metabolik cerrahi sonrasında hastalar yemek yemeyi ve su içmeyi unuturlar. Ancak bunun etkisi birkaç ay içinde geçecektir. Bu dönemde hastaya vitamin ve protein vererek beslenmesi desteklenmelidir. Bizim önerimiz bu ameliyattan sonra protein ağırlıklı beslenmeleridir.”
Şeker ameliyatları için kesin bir yaş sınırının olmadığını belirten Doç. Dr. Erdem, 18 – 60 yaş arası insanlara şeker ameliyatlarının yapıldığını belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Şeker ameliyatları için kesin yaş sınırı olmamakla birlikte 18 ile 60 yaşları arasında bu ameliyatlar yapılmaktadır. Metabolik cerrahi ameliyatları dediğimiz ve aynı zamanda obezite tedavisinde de uygulanan bu ameliyatlardan Sleeve Gastrektomi (Tüp Mide) ameliyatı yüzde 40-60 oranında, Roux en Y Gastrik Bypassyüzde 80 ile 90 oranında, Mini Gastrik ByPass ise yüzde 92 oranında şeker hastalarında ilaç kullanmayı bıraktıracak kadar kontrol sağlamaktadır.İlacı bırakamayan diğer hastalarda da insülin kullanıyorsa dozlarını ciddi anlamda düşürmektedirler.”
Hastaların şeker ameliyatı olmasına nasıl karar verildiğiyle alakalı açıklamalar yapan Doç. Dr. Erdem, hastanın çeşitli muayene ve tetkiklerden sonra ameliyat olmasına karar verildiğine dikkat çekerek,
“Konuyla ilgili endokrinoloji uzmanı, anesteziuzmanı ve diyet uzmanın da görüşlerini aldıktan sonra ameliyat şekli ve günü kararlaştırılmaktadır.” diye konuştu.
Detaylı bilgi için: Dr. Hasan Erdem – Metabolik Cerrahi Uzmanı sitesini ziyaret edebilirsiniz.